SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

VASİYET BAHSİ

<< 1634 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

16 - (1634) حدثنا يحيى بن يحيى النميمي. أخبرنا عبدالرحمن بن مهدي عن مالك بن مغول، عن طلحة بن مصرف. قال:

 سألت عبدالله بن أبي أوفى: هل أوصى رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ فقال: لا. قلت: فلم كتب على المسلمين الوصية، أو فلم أمروا بالوصية؟ قال: أوصى بكتاب الله عز وجل.

 

{16}

Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Mehdi, Mâlik b. Miğvel'den, o da Talha b. Musarrifden naklen haber verdi. Şöyle demiş :

 

Abdullah b. Ebi Evfa'ya: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şey vasiyyet etti mi? diye sordum da «Hayır!» cevâbını verdi.

 

  O halde müslümanlara vasiyyet neden farz oldu yahut: Neden vasiyyetle emrolundular? dedim.

 

  Allah (Azze ve Celle)'nin kitabını vasiyyet etti, dedi.

 

 

17 - (1634) وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع. ح وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي. كلاهما عن مالك بن مغول، بهذا الإسناد، مثله. غير أن في حديث وكيع: قلت: فكيف أمر الناس بالوصية؟ وفي حديث ابن نمير: قلت: كيف كتب على المسلمين الوصية؟

 

{17}

Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etii. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. H.

Bize İbni Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti.

 

Her iki râvi Mâlik b. Miğvel'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki, Vekî'in hadîsinde: «O halde halka vasiyyet nasıl emrolundu? dedim.» îbni Numeyr hadîsinde ise : «Müslümanlara vasiyyet nasıl farz kılındı? dedim» cümleleri vardır.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Vâsâya», «Megâzî» ve «FedâiIü'l-Kur'an»da; Tirmizî, Nesaî ve îbni Mâce *Vasâyâ»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Görülüyor ki, Hz. Abdullah b. Ebî Evfâ: «Bir şey vasiyyet etti mi?» sorusuna «Hayır!» diye cevap vermiştir; çünkü Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz mal bırakmamıştır. Hz. Abdullah'ın cevâbını zahire göre umumî mânâda anlayan râvi Talha suâlini tekrarlayarak: «O hâlde müslümanlara vasiyyet neden farzoldu?» diye sormuş; o da Allah'ın kitabını vasiyyet ettiğini söylemiştir.

 

Hz. Abdullah'in buradaki vasiyyet sualinin birincisine «Hayır!» cevâbını vermekle bâzı şiîlerin iddiasını reddetmek istediğini söyleyenler de vardır. Bunlar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hilâfeti Hz. Alî'ye vasiyyet ettiğini iddia etmişlerdir. Bu hususta Hz. Alî'ye: «Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halka söylemediği bir şeyi sana vasiyyet ettimi?» diye sorulmuş. O da : «Çekirdeği yaran ve canlıyı yaratan Allah'a yemin ederim ki, bizde Allah'ın kitabiyle şu sahifeden başka bir şey yoktur. cevâbını vererek bu gizli vasiyyet isnadından teberrî etmiştir.

 

Hâsılı Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiç bir kimseye mal vasiyetinde bulunmamıştır. Zîra arkasında mal bırakmamıştı. Bu ciheti :

 

«Biz Nebiler mîras bırakmayız; bıraktığımız mallar sadakadır.» hadîsiyle îzâh buyurmuşlardı. Gerçi Hayber ve Fedek'de hissesine düşmüş arazîsi vardı, fakat onları sağlığında müslümanlara tesadduk etmiştir.

 

Allah'ın kitabı, ehli beyti, müşriklerin Arap yarımadasından çıkarılması hususlarındaki vasiyyetleri ise buradaki soruda dahil değildir. Binâenaleyh hadîslerin arasında münâfât yoktur.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Allah'ın kitabını vasiyyet etmesinden murâd: Onunla ameldir. Filhakika ALLAH Teâlâ:

 

«Biz bu kitapta hiç bîr şeyi noksan bırakmadık.;» buyurmuştur ki, bundan murâd: Bazı şeylerin doğrudan doğruya delilden anlaşılması, bazılarının da istinbat (yâni ulemanın mânâ çıkarması) yolu ile bilinmesidir.

 

Suâl sahibinin: «O halde müslümanlara vasiyyet neden farz oldu?»  sorusundan maksadı:

 

«Birinizin başına ölüm geldiğinde şayet geride mal bırakırsa vasiyyet farz olur.» âyet-i kerîmesidir. Bu âyet cumhuru ulemâya göre mensuhtur.